Cuma
Mart, 29
Ana SayfaHaberlerBasında OHSADReşat Bahat, NTV Finans Cafe'de Melda Yücel Kocaalp'ın konuğu oldu

Reşat Bahat, NTV Finans Cafe’de Melda Yücel Kocaalp’ın konuğu oldu

OHSAD Başkanı Op. Dr. Reşat Bahat, NTV Finans Cafe’de Melda Yücel Kocaalp’ın konuğu oldu. “Gereksiz MR çekiminde dünya birincisiyiz” manşetini programına taşıyan Kocaalp, “Bu açıklama Türk Radyoloji Derneğinden gelince biz de merceği bu cepheye uzatalım dedik. OHSAD Başkanı Reşat Bahat ile konuşacağız” dedi.

Rakamlar yenilendi, geldi. Manşet değişmiyor, tahliller, MR’ler, tetkikler, görüntüleme, bunların hepsi sağlık için mi yoksa hastanelere kârlılık, kazanç olsun diye mi? Ticaret mi?
Önce sağlık tabii ki, sağlık olmadan ticaret de yapamazsınız, para da kazanamazsınız. Tabii tablolardan bir tek rakamı çekip yorumlarınızda yanlış bir yoruma varıyorsunuz. Bu arkadaşlarımızdan bazıları 20 yıl önce biz bütün hastaları kadın doğum hekimleri ultrasonla muayene etmeye başladığımızda bizi şarlatanlıkla suçlamışlardır. Ama şu anda herhalde ultrason yapmayan kadın doğumcu yoktur. Bunlar teknoloji ile alakalı ülkemizin nüfusu ile alakalı, ülke ne kadar bu iş için sağlığa para harcıyor bununla alakalı.

Evet, bu verilere göre biz fazla MR istiyoruz. Türkiye’de kamu sektörü olsun, özel olsun, üniversite olsun biz fazla MR istiyoruz. Ama bir başka şey daha yapıyorum hemen hemen atladığımız beyin kanaması, hemen hemen atladığımız beyin tümörü, hemen hemen atladığımız akciğer tümörü çok azaldı. Bunun karşılığında kaybeden yok. Doğrudur, onun için vatandaş Özel hastanede ya da Sosyal Güvenlik Özel hastanede ya da anlaşmalı olan kamu hastanelerine ya da diğer hastanelere bir bedel ödüyor. Fakat ne kadar ödüyor? Akciğer filminin Avrupa’da 100 liradan fazla olduğunu biliyoruz. Bizde MR sadece 55-60TL aralığında, Sosyal Güvenlik ödemesi… Türkiye sağlığa fazla para harcamazken, vatandaş sağlıktan fevkalâde mutlu iken Türkiye sağlığa sadece Gayri safi milli hasılanın 5.2’sini harcarken OECD ülkeleri yüzde 9.5 harcarken o MR sayıları eğer bu hale geliyorsa özel sektörü kamu sektörünün ve üniversiteleri tebrik etmek gerekiyor.

Şunu anlamak istiyorum diyorsunuz ki, sayı olarak fazla tetkik istiyoruz ama fiyat olarak da baktığımızda yarı yarıya neredeyse diyorsunuz…
Yarı yarıya değil 10’da 1.

Gereksiz MR’da dünya birincisiyiz. Bu bizim sözümüz değil Türk Radyoloji Derneği Başkanının sözlerinin ardından karşımıza çıkan manşet. OECD’de MR 1000 kişide 57’sine, bizde ise 1000 kişide 133’sine, tomografi ise OECD’de 1000 kişide 143 kişi, Türkiye’de ise 1000 kişide 161 kişiye Çekiliyor. burada da var öncelik… Yine derneğin Başkanı sayın Kaya’nın dikkat çektiği bir şey daha var diyor ki bazen Doktor kontrol etmeden dahi, hasta hastaneye adım atar atmaz tetkikler tahliller MR’lar istiyor. Kontrolsüz olur mu bu?
bu yönüyle katılıyorum; Hekim muayene etmeden hastasından bir tahlil istemeli. Bu MR olsun, görüntüleme olsun, invazif olsun noninvezif olsun hekim değerlendirecek ama hekim gördükten sonra eğer bir tahlil istiyorsa bunu ancak bir başka hekim tartışabilir, gerekli olup olmadığını bir başka hekim tartışabilir. Yani Türkiye’de 240000 doktorun yapması gereken işi 140.000 doktor yapıyor. Türkiye’de hekimler özellikle kamu hastanelerinde vatandaşı ayrılması gereken vakitten daha az vakit ayırabiliyorlar Amerika’daki kanunlarla yargılanıyorlar Hatta daha da beteri ile yargılanıyorlar Ceza Kanunu ile yargılanıyorlar. Bir hekim tabii ki doğru teşhis koyabilmek için, çok kısa bir sürede koyabilmek için bu tahlilleri istemek zorundalar. Fazla tahlil isteyebilirler ancak gereksiz tahlil lafını çok iddaalı buluyorum. Gereksiz tahlil dünyanın her yerinde istenir. Bazen defansif tıpta istenir, bazen başka şekilde istenir, bazen de kazanç amacıyla isteyenler olabilir. Bunun da üzerine devletin gitmesi gerekiyor.

Evet, denetimin gitmesi gerekiyor. Kısa sürede çok hasta bakmak zorunda olduğunuz için elinizde envanter, veri lazım diyorsunuz, bu gereklilik diyorsunuz. Peki, şu var mıdır? Sizinle yıllardır konuşuruz özel sağlık sektörü dediğimizde hastaneleri ayakta kalabilmesi için en önemli kazançlardan biridir tahliller, işte bu konuştuğumuz MR’lar, görüntülemeler… bunlar bir hastanenin gelirlerinde kaçta kaçını oluşturur?
Endikasyonsuz, sebepsiz her türlü test, pahalı ya da ucuz, hastaya gereksiz yaptırılıyor ise bu yanlıştır. Burada hiç ucuz ya da pahalı olması ile alakası yoktur. Vatandaş belki devlet hastanesinde ödemiyor ama Sosyal Güvenlik Kurumu bir bedel ödüyor. Ama biz şunu tartışmıyoruz…

Yani asıl gelir tahlilden mi geliyor?
Hayır öyle bir şey yok tahlil bir hastanenin gelirlerinin yüzde 15’ini 20’sini geçmez. Bunlar şehir efsaneleri artık, bunları geçelim. Biz hastanelerin bütün verilerini size açalım. Doktorların böyle bir performansı da yok. Hadi diyelim özel hastanelerde böyle, devlet hastaneleri özel hastenelerden yüzde 30 daha fazlasını istiyor. Devlet hastaneleri o zaman tahlil istiyor diye doktoruna para mı veriyor? Ben o soruyu soruyorum. Özel hastaneler 1 istiyor ise kamu hastanelerindeki arkadaşlar 1.3 istiyor. O zaman onlara para mı, bir şey mi veriyor? Orada vatandaş bedelsiz yaptırdığı için daha da fazla yaptırıyor, daha da rahat yaptırıyor. Ben bu tabloyu Türkiye’nin yüz akı olarak görüyorum. Diğer ülkeler bizim kadar uygun fiyata bunları yaptırıyor olabilseler kesinlikle bunların tam aynısını yaptırırlar. Bir hastaya MR isteyerek, görerek teşhis koymak ezbere teşhis koymaktan her zaman çok daha doğrudur. Ama bunun için bunların bedellerinin radyoloji uzmanlarına düzgün ödenmesi lazım. Hekimlere düzgün ödenmesi lazım. Türkiye’deki sağlık fiyatlarının tekrar tekrar gözden geçirilmesi gerek. Ama bunların niteliğini tartışalım, ne kadar MR istiyoruz, bunların ne kadarı nitelikli? Sayısın değil de niteliğini tartışalım. O zaman çok daha doğru olur.