OHSAD KURULTAYI SAĞLIK SEKTÖRÜNÜ 14. KEZ BİR ARAYA GETİRDİ
SAĞLIKTA ORTAK ÇÖZÜM TOPLANTILARI 1. GÜN OTURUMLARI TAMAMLANDI
Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) tarafından bu yıl Antalya’da 14’üncüsü düzenlenen “OHSAD Kurultayı-Sağlıkta Ortak Çözüm Toplantıları” ilk gün oturumları tamamlandı.
Açılış konuşmasını yapan OHSAD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Reşat Bahat, özel hastanelerin sorunlarından bahsederek konuşmasına başladı. Global bütçeye girmeyen özel hastanelerin süreç yönetimi konusunda değerlendirmelerde bulunan Bahat, “Özel hastaneler olarak global bütçeye girmeyince müthiş bir şekilde hastane yönetmeyi öğrendik.” dedi. Dr. Bahat özetle şunları kaydetti:
“SAĞLIK TURİZMİNDE TIKANMA VAR”:
“Global bütçeye girmeyince müthiş şekilde hastane yönetmeyi öğrendik. Kalitemizi nasıl arttıracağımızı, hangi alanlara nasıl eğileceğimizi daha iyi öğrendik. Aslında sağlık turizmi de boş kalan yatakların sonucuydu. Şimdi bakıyorum, sağlık turizminde, şu an öyle bir tıkanma var ki…Sağlık Bakanlığı’na soruyorum, ‘Nasıl yapacağız sağlık turizmi? Ben bunun daha fazlasını bu imkanlarla nasıl yürüteceğim?’ Benim cihaz ilave edebilmem, yeni bölümler açabilmem, yeni cihazlar alabilmem, yeni yataklar kurabilmem lazım. Herkes yap diyor da, nasıl yapılacak? Bir anahtar gösterin de yapalım! Kapının açılma biçimini gösterecek olan makamlar sizlersiniz. Bir muayene 3 Euro. Onun da çoğunu geri alıyorsunuz. Böyle devam edebilmek mümkün değil. Bir yoğun bakım 2 bin lira. Artık böyle maliyetler yok. Maliyetlerin nereye çıktığını siz biliyorsunuz. Hizmet maliyetleri korkunç. SUT fiyatları güncellenmeli, biz işimizi yapmak istiyoruz. Biz sendika değiliz. Bütün bunları çok derinlemesine bu Kurultay’da konuşacağız. ‘Özel hastaneler neden şikayet ediyor?’ diyorlar. Derdimiz var, nasırımız var, acıyor ağlıyoruz.”
“NEDEN ÜNİVERSİTELERİN HASTANESİ OLMAK ZORUNDA?”
“Neden üniversitenin hastanesi olmak zorunda? Hastane bir endüstri. Bir tıp fakültesinin neden hastanesi olmak zorunda? Bugün hastanesiz hastane yapıyoruz artık. Bir biçimde açılıyor. Ortalıkta doktor yok, bildiğimiz anlamda bir hastane yok. Sonra bir sürü yanlış yönetmelikle iş üretmeye çalışıyoruz. Bir sürü ilde tek hastane var. Adam endokrinci kiralamış, hizmet veriyor. Hizmet verdiği kişi bu ülkenin vatandaşı. Bu sistem de böyle yürüyor. İl dışı doktor tanımlama yasak. 31 Aralık’tan itibaren yapamazsın. Tabii ki Sağlık Bakanlığı kararı verir, uygular ama bize de der ki; ‘Size yılbaşında şu kadroları vereceğim, hiçbir mağduriyet olmayacak’ Ben yılbaşına kadar ne yapsam, Onkoloji kadrosu mu alsam bir yerden, Endokrin kadrosu mu alsam?’ Neden bunları düşünüyoruz? Ben düzelsin diye bunları tekrar tekrar söylüyorum, düzeleceğine de inanıyorum.”
“YOL HARİTASI İSTİYORUZ”
“Biz yol haritası istiyoruz. Ben mevcut durumun pek çok ülkeden daha iyi olduğunu biliyorum ama bize yakıştıramıyorum. Bir sürü dünya ülkesinden daha memnun edici durumda olduğunu biliyorum. Benim yakıştıramadığım şey; biz çok daha ötesine geçebiliriz, çok orjinal bir modelimiz var bizim ama bu modelin gelişmeye ihtiyaç var. Bu model çatır çatır sesler veriyor. Artık bu pantolon yama tutmaz. Pantolonumuz başka kumaştan olur, başka modelde olur ama bu saatten sonra pantolonsuz gezemeyiz. Bu iş nasıl yürür; bu kurultayda üniversiteler, vakıf üniversiteleri, kamu açısından, doktorun mutluluğu açısından özel hastaneler açısından nasıl yürür, bunu konuşuyoruz. İşimize mahkumuz, biz bu işe çok fazla emek harcadık. Bu Know-how’ı lütfen harcamayalım.”
“SEKTÖRÜMÜZÜN KRONİKLEŞMİŞ SORUNLARI VAR”
Daha sonra konuşmalarını yapmak üzere sahneye Özel Hastaneler Platformu Derneği Başkanı Dr. Ömer Yavuz Namlı çıktı. Namlı, OHSAD Kurultayı’nın verimli toplantılar olduğunu söyleyerek sözlerine başladı. Sektörün kronikleşmiş birtakım sorunları olduğunu belirten Dr. Namlı, “Mikrofonun arkasına geçince biz ne konuşacağımızı, karşı taraf da ne konuşacağımızı biliyor. Bu sorunların çözülmesinden başka bir çaremiz yok.” dedi. Namlı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Her defasında biraz daha farklı bir bakış açısıyla sorunların üzerine eğilmemiz gerekiyor. Özel hastane sayısı hızla arttı. 2002’de 332 olan sayı 2018’de 517 hastane sayısına ulaştı. 545’e düştü bu günlerde. Sektörün sorunları çözemediğinde kan kaybediyor. Sağlıkta dönüşüm politikasıyla biz en fazla hasta memnuniyetini artırdık ve hastaların hekimlere ulaşımını artırdık. Dün de Sağlık Bakan Yardımcısı Şuayıp Bey söyledi. Kullanıcının da beklentilerini değiştirmek temel bir eğitim modelidir. Hastalarda aslında pozitif bir algı değişimi olması gerekirken olmadı. Halk, “Yargıya ne kadar güveniyorsunuz?” sorusuna yüzde 33, ekonomiye yüzde 37 eğitimle yüzde 21 ama sağlıkla ilgili güven sorusuna yüzde 58 yanıtı vermiş. Fakat sağlık maalesef diğer sektörlerden daha fazla hırpalanmaya, hak ettiği değeri görmemeye devam ediyor.”
“ÖZEL HASTANELER VAZGEÇİLMEZ AKTÖRLER”
Sosyal Güvenlik Kurumu Başkan Yardımcısı Uğur Ecevit ise konuşmasında, “Her bireyin doğumundan ölümüne kadar ihtiyaç duyduğu sağlık hizmetlerinde özel hastanelerin katkısı büyüktür.” dedi. Ecevit özetle şunları kaydetti:
“Bugün geldiğimiz noktada özel hastanelerimiz hem hizmet kapasitesi hem teknolojik donanımıyla sağlık sisteminin vazgeçilmez aktörleri haline gelmiştir. İş birliğimizi derinleştirmek ve yenilikçi modeller geliştirmek zorundayız. Yapay zeka ve veri temelli çalışmaların bize gelecekte daha iyi kapılar açacağına inanıyorum. Kurum olarak özel hastanelerimizle derneklerimizle diyalog içinde olmaya devam edeceğiz. Çünkü inanıyoruz ki, beraber çok daha fazla kişiye çok daha iyi hizmet sunabileceğiz. Bu adımlar geleceğin sağlık vizyonuna yatırım olarak değerlendirilmeli. Kamu özel iş birliğini daha ileri düzeye taşımaya kararlıyız. Politika ve uygulamalarımızda sizden gelecek önerilerin çok önemli olduğunu hatırlatmak istiyorum. OHSAD gibi platformların kamunun ve özel sektörün aynı masa etrafından bir araya gelerek fikir alışverişinde bulunması gerçek bir fırsat. Birçok alanda sizlerle iş birliğini artırmaya kararlıyız.
KAYNAK YETERSİZLİĞİ GELECEĞİN EN ÇOK KONUŞULAN KONUSU OLACAK:
Konuşmaların ardından Sağlık Bakanlığı Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayıp Birinci kürsüye geldi. Birinci, 2013’ten bu yana hekim sayısının 2 katına çıktığını belirterek özetle şunları kaydetti:
“Türkiye’de 2013’ten bugüne hekim sayısı neredeyse 2 katına çıkmış vaziyette. 65 yaşın üstündeki insanımızın yüzde 10’undan fazlasında 4’ten fazla hastalık var. Bu sağlığa normale oranla 10 katı daha fazla para harcandığı anlamına gelir. Bir taraftan sağlıksız yaşlanmanın getirdiği riskler, diğer yandan insanların beklentilerini farklı bir noktaya taşıması işi çok başka bir noktaya götürüyor. Her gün daha fazla yükle karşı karşıyayız. Türkiye dünyada obezitede ilk yüzde 10’da. Kadınları dikkate alırsak yüzde 5’te. Bizim gelecek için önce sağlıklı kalmaya odaklanmaya, kaynaklarımızı doğru kullanmaya ihtiyacımız var.
Şu anki tabloda, önümüzdeki 10 yılda iki katı sağlık profesyoneli almamız lazım ki sağlık hizmeti aksamadan verilebilsin. Bu durumda hastalığı tedavi etmek kadar, sağlığı korumanın önemi de ortaya çıkıyor. Hastalıkları önlemek için başka gayretler sarf etmemiz lazım…
“ERGENLERİN YÜZDE 30’U OBEZ”:
Ergenlerimizin yüzde 30’u obez. Bu ergenlerin ilerleyen dönemde kanser olma olasılığı yüzde 80. Bireyin kendi sağlığına ilişkin sorumlulukları öne çıkamazsak işimiz zor. Hizmet verdiğimiz hastaya bilinç aşılamamız lazım. Koruyucu sağlık endüstrisi için de yeni yaklaşımlar geliştirmemiz lazım. Bizim sağlık ailesinin tümünün insan bilinçlendirmeye odaklanması şart. Kaynak yetersizliğinin geleceğin en çok konuşulan konularından biri olacağını düşünüyorum. Bizim bireyin sağlığına sahip çıkacağımız metotları geliştirmemiz gerekiyor. Sektörün bu anlamda yeteneklerini geliştirmek zorundayız. Herkesin sağlığını korumak adına sektörün pazusunu güçlendirebiliriz. Şimdiki bakış açımızın önce sağlığı koruyan sonra gerektiğinde bakımını yapan bir sistem olması gerektiğini düşünüyorum.”
Konuşmaların ardından OHSAD Başkanı Bahat bugünün anısına konuşmacılara hediye takdiminde bulundu.
“NELERİ DOĞRU NELERİ YANLIŞ YAPTIK?”
Kurultay’ın ilk gün öğleden önceki oturumunda Ortak Akıl Toplantısı Rapor Sunumuna geçildi. İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Sağlık Bilimleri Fakültesi Sağlık Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Özsarı ve Acıbadem Sağlık Grubu İcra Kurulu Üyesi Uğur Genç rapordaki en önemli başlıkları, “Neleri doğru yaptık?” ve “Neleri yanlış yaptık?” özeti halinde aktardı. Buna göre rapordan öne çıkan noktalar özetle şöyle:
“NELERİ DOĞRU YAPTIK?”
“Sağlıkta dönüşüm süreci, hem hizmet kalitesini artıran hem de sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştıran çok önemli bir adımdı. O dönemin şartları göz önüne alındığında atılan her adım yerindeydi ve genel olarak başarılı sonuçlar verdi.
“Fiziki Altyapı ve Kalite Standartları”
Bugün sahip olduğumuz fiziki sağlık alanları ve yönetmelikler, dünya standartlarıyla kıyaslandığında oldukça iyi bir seviyede. Özellikle kaliteye yönelik düzenlemelerimiz ciddi ve ileri düzeydedir.
“Dijital Altyapı ve Teknolojik Sistemler”
Medula ve e-Nabız gibi dijital sistemlerimiz, sağlık teknolojisi açısından oldukça gelişmiş ve etkili yapılar sunmaktadır. Bu sistemler, hem sağlık profesyonelleri hem de vatandaşlar için önemli kolaylıklar sağlamıştır
“NELERİ YANLIŞ YAPTIK?”
-Sistemdeki Değişim Hızı Yetersiz Kalmaya Başladı
-Başta yapılan reformlar işe yaradı ama zamanla sistemdeki değişimler yetersiz hale gelmeye başladı. Sektör tüm paydaşlarıyla ortak hareket edince başarı sağlandı, dağılınca gerileme başladı.
-Kaynaklar Yetersiz
-Sağlığa ayrılan bütçe yetersiz. Görünen sağlığa ayrılan pay oranları gerçeği yansıtmıyor, bu da hizmet kalitesini ve memnuniyeti olumsuz etkiliyor.
-Global Bütçe Sorun Yarattı
-Global Bütçe ve Performans Sistemi kaynak dağılımında dengesizlik yarattı ve vatandaşın sağlık talebini artırdı. Hantallaşan sistem sürdürülebilir olmaktan çıkıyor.
Sigorta ve Ödeme Sorunları
-SUT artmadığı için özel sigorta firmalarıyla anlaşmazlıklar artıyor. Kamu hizmeti pahalılaştı, özel muayenehaneler arttı.
-Saygınlık ve Güven Azaldı
Hastaların, hekimlerin ve yöneticilerin beklentileri karşılanamadı. Sağlık sektörü saygınlık kaybına uğradı.
Sunumun ardından katılımcılara ağaç dikim sertifikaları sunuldu.
İlk gün oturumlarına ana sponsor sunumuyla devam edildi. BİZMED Kurucusu Deniz Yılmaz Dijital Dönüşüm konusunda bir sunum gerçekleştirdi. BİZMED kullanım oranları konusunda bilgilendirmede bulunan Yılmaz, “Hastane Bazında Modül Kullanım” grafiklerinden örnekler paylaştı. Ayaktan Hasta Modülü Hastane Analizi” verilerini de paylaşan Yılmaz, gelir artırıcı ve gider azaltıcı unsurlar hakkında bilgiler paylaştı.
“SAĞLIKTA İKİNCİ DÖNÜŞÜMÜN KODLARI” OTURUMU DÜZENLENDİ:
Sponsor sunumunun ardından ikinci oturum başladı. “Sağlıkta İkinci Dönüşümün Kodları” başlıklı oturumun Moderatörlüğünü İstanbul Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sabahattin Aydın gerçekleştirdi. Oturumun katılımcıları ise, Sağlık Bakanlığı Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayıp Birinci ile OHSAD Yönetim Kurulu Başkanı Reşat Bahat oldu.
Prof. Aydın, konuşmasını yapmak üzere Dr. Bahat’a söz verdi. Bahat, özel hastaneler için aksayan şeylerin değişmesi gerektiğini belirterek şunları kaydetti:
BAHAT: “KRONİKLEŞMİŞ SORUNLARIMIZ VAR:
“Özel sağlık sektörü olarak kronikleşmiş problemlerimiz var. Bir kere doktor sayıları konusunda planlama sorunumuz var. Özel hastaneler de insan kaynağının adil dağıtılmasını istiyor. Kaç yıl hemşire, ebe bulamadık. Hemşire yardımcılarıyla bu işleri yapmaya çalıştık ve yaptık da ama bu zorlukları artık aşmak istiyoruz. Bizim yetiştirdiğimiz anjiyo, gastroenteroloji hemşiresinin ambulans hemşiresi ya da alanı olamayan bir yerde işini yapmaya çalışmasını istemiyoruz. Bizim bu hemşire arkadaşlarımız uzman hemşireler. İnsan kaynağının adil dağılmasını istiyoruz. Bir yandan da SGK’ya teşekkür ediyoruz. Dünyanın hiçbir yerinde benzer bir kurum bu kadar düzenleme ödeme yapamaz. Tabii ki güncellenmemiş dünya kadar unsur da var sorunlarımız arasında. Ama bu kronikleşen problemlerin sağlıkta 2. dönüşümde mutlaka çözülmesi lazım. Bir karar vermemiz lazım. Sağlığı nasıl finanse edeceğiz? Vergilerle mi, primlerle mi, maliyenin katkısıyla mı finanse edeceğiz? Bunların yanına tamamlayıcı ve özel sigorta mı koyacağız? Cepten harcamaları yüzde 19 da mı tutacağız?”
Dr. Bahat’ın ardından Sağlık Bakanlığı Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayıp Birinci kürsüye geldi. Doç. Dr. Birinci, Sağlıkta Dönüşüm başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Güncel verilere de konuşmasında yer veren Doç. Dr. Birinci vatandaşın sağlıktan en çok memnuniyetini dile getirdiği yılın 2012 olduğunu söyledi. Tükiye’nin her 100 kişiye 19 tıp öğrencisi yetiştirdiğini söyleyen Doç. Dr. Birinci özetle şunları kaydetti:
“TEKNOLOJİK ALTYAPIMIZ YENİLENDİ”
“Dijital altyapı ve kişilerin kendi sağlığını yönetebileceği yapılara da geçmiş durumdayız. Yoğun bakım yatak sayısını 22 kat artırdık. Bütün altyapı gençleşti, teknolojik altyapımız da yenilendi. Memnuniyet oranı çok yüksek. Anne ölüm oranları ve yeni doğan bebek ölümleri her geçen yıl daha da azaldı. Hızlı kentselleşmenin bütün dezavantajlarını yaşıyoruz . 7.2’si göçmen olan bir nüfusumuz var. Genç nüfusumuz ciddi oranda azaldı. Yönetilmesi zor bir tablo ile yüz yüze gelinebilir. Nüfus yaşlandıkça sağlık harcamaları artıyor. Kronik hastalıklarla birlikte sağlık harcamaları artıyor. ”
“SAĞLIKTA DİJİTAL DÖNÜŞÜM VE YAPAY ZEKA FIRSATLARI OTURUMU” DÜZENLENDİ:
Üçüncü oturum ise Sağlıkta Dijital Dönüşüm ve Yapay Zeka Fırsatları konusunda gerçekleşti. Sağlık Bakanlığı Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayıp Birinci’nin moderatörlüğünü gerçekleştirdiği oturumun katılımcıları ise
Sağlık Bakanlığı Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürü Dr. Özgür Sezer, Memorial Sağlık Grubu CEO’su Bora Uludüz, Hacettepe Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebru Akçapınar Sezer ve One Dose Health Genel Müdürü Tolga T. Tuncer oldu.
“YAPAY ZEKAYA ÇALIŞIYORUZ”
İlk konuşmacı Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürü Dr. Özgür Sezer oldu. Dr. Sezer yakında yapay zeka strateji belgesi yayınlayacaklarını söyleyerek, “Beyin BT Görüntülerinden Kanamalı İnme Tespiti Yapay Zeka Projesi, BT Toraks Yapay Zeka Projesi, Mamografi Yapay Zeka Projesi, Neyim var? Projesi, Sina Yapay Zeka Entegrasyonu Projesi’ne çalışıyoruz. Hepsini yakında kamuoyuyla paylaşacağız.” dedi.
“YAPAY ZEKANIN EN ÇOK ETKİLEYECEĞİ SEKTÖRLERDEN BİRİ, SAĞLIK”
Dr. Sezer’in ardından kürsüye Memorial CEO’su Bora Uludüz geldi. Uludüz, sağlıkta yapay zeka uygulamalarından bahsederek, yapay zekanın son yıllarda konuşulmasının nedenlerini sıraladı. Veri depolama ve işleme maliyetlerinin ilk sebep olduğunu söyleyen Uludüz, hızla artan verinin 2., gelişmiş yeni matematiksel yöntemlerin 3. neden olduğunu kaydetti. Yapay zekanın pek çok alanda insan yeteneklerini aşma noktasına geldiğini söyleyen Uludüz, sağlık sektöründe yapay zekanın nerede olduğu sorusunu sorarak, yapay zekaya ilişkin gelişmelerden en çok etkilenecek sektörlerden birinin de sağlık sektörü olduğunu kaydetti.
“TEKNOLOJİ VE SAĞLIK FİRMALARI YANYANA GELMELİ”:
Uludüz’ün ardından Hacettepe Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebru Akçapınar Sezer konuşmasını gerçekleştirdi. Prof. Dr. Sezer, sağlıkta dijitalleşme adımlarına ilişkin sunum yaparak, sağlık bilişimi konusunda yürütülen çalışmaların henüz yeterli düzeyde olmadığından bahsetti. Yapay zeka konusunda sağlık sektörü için fırsatları ve güçlü yönleri de sıralayan Prof. Dr. Sezer, Özel Hastanelerin Çevikliği ve Yapay Zeka başlığında da bilgilendirmede bulundu. Prof. Dr. Sezer, teknoloji ve sağlık firmalarının yan yana gelmesi ve yapay zekaya ilişkin sağlık alanında çalışmaların bu yolla gerçekleşebileceği bilgilendirmesinde de bulundu.
“SÜPER ZEKA GELİYOR”
One Dose Health Genel Müdürü Tolga T. Tuncer ise sunumunda ABD Nashville’de düzenlenen VİVE isimli organizasyonda sağlık sektörüne ilişkin tartışılan başlıkları sıraladı. Bunlardan birinin yetişmiş ve deneyimli sağlık uzmanı sıkıntısı, diğerinin ise ayaktan başvuruları ortadan kaldıracak yaklaşımlar olduğunu sunumunda kaydeden Tuncer, Türkiye’de sağlık alanında yapay zekanın geleceği konusunda çarpıcı bilgiler sundu. Yapay zeka ile süper zeka arasındaki farklardan da bahseden Tuncer süper zeka dünyası için de ilk adımların atıldığını söyledi.
“TEKNOLOJİNİN AMACINA UYGUN KULLANILDIĞINDAN EMİN OLUNMALI”:
İstanbul Ticaret Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi İlker Köse‘nin sunumuyla ilk gün oturumları sona erdi. Teknoloji tedariğinde patronların talep edilen teknolojinin faydasına ikna olmaya ihtiyacı olduğunu söyleyen Dr. Köse, “Bize teknolojiyi hızlı almamız, adapte olmamız konusunda hastane çalışanları sürekli olarak talepte bulunuyor. Burada içerideki teknolojiyi ne düzeyde kullanıyoruz konusunu ölçmek çok önemli” dedi. Dr. Köse ayrıca, tedarik edilen teknolojinin de amacına uygun kullanıldığından emin olunması gerektiğini, aksi durumda teknoloji çöplüğüyle karşılaşılabileceğini kaydetti.
“OTURUMLAR SÜRERKEN EĞİTİMLER VE WORKSHOP’LAR DA DEVAM ETTİ”:
Ana salonda oturumlar sürerken, yan salonlarda 2 ayrı eğitim ve Workshop düzenlendi. “Özel Sağlık Kuruluşlarında Pazarlama ve Marka Yönetimi” konusunda Eğitmen Ülkü Ertuğrul eğitim düzenlerken, sponsorlardan Pusula adına, “Hastanelerde Dijital Dönüşüm: Maliyetleri Azaltan ve Geliri Artıran Stratejiler” konusunda Merve Çağlayan bir sunum gerçekleştirdi. İlk gün son oturumu saatlerinde Uzman Güler Tosunoğlu da, “Özel Sağlık Kuruluşlarında Entegre Kalite ve Akreditasyon Yönetimi” konusunda eğitim düzenlendi.