Salı
Mart, 19
Ana SayfaHaberlerBasında OHSADOHSAD Başkanı Reşat Bahat, Bakış Programında Özel Sağlık Sektörünü Anlattı

OHSAD Başkanı Reşat Bahat, Bakış Programında Özel Sağlık Sektörünü Anlattı

OHSAD Genel Başkanı Dr. Reşat Bahat, 29 Mart’ta Habertürk’te yayınlanan Noyan Doğan’ın hazırladığı Bakış programına katıldı. Programda özel sağlık sektörü, güncellenmeyen SUT fiyatları ve sektörün sürdürülebilirliği konuşuldu.

Sağlık Uygulama Tebliğinde yeni birtakım düzenlemeler yapıldı. İşin bir de özel boyutu var. Bir de sürekli Şehir Hastaneleri yatırımları yapılıyor. Bir tarafıyla iyi bir şey ama biraz ekonomik boyutuna bakmak istiyorum… Yeni SUT tebliği yayınlandı. Sevindiniz mi, sorun var mı?
Tabi son 2-3 yıldır ekonomide bir sorun var. Dünyada da Türkiye’de de… Biz bunu anlayışla karşılıyoruz ama ekonomimizin çok iyi gittiği zamanlarda da sağlık bundan yeterince nasiplenemedi. Biz her defasında kamu ile, siyaset ile görüşmelerimizde “bekleyin, düzelteceğiz, bu SUT’ta düzelteceğiz” telkini alıyoruz. Ama hep önümüze ya bir seçim çıkıyor, ya referandum, ya siyasi bir kriz çıkıyor, ya bölgemizde olağanüstü bir şey çıkıyor ve bunlar konuşulmaz hale geliyor. Yeni SUT tam bir hayal kırıklığı, neden çıktığını da anlamış değiliz.

Şimdi biz özel hastaneyiz. Siyaset “Size görev veriyorum: 2023 yılında 20 Milyar Dolar sağlık turizmi yapacaksınız” demiş. Sağlık turizmini Türkiye’de kim yapacak? Özel doktorları, özel hemşireleri ile, güzel binaları güzel cihazları ile özel hastaneler yapacak. Bunun için doktor bulunduracak. Sağlık bir iç pazardır. Sağlık turizmi yapsanız da en fazla sağlık turizmi yapan hastanede cironun yüzde 20’si sağlık turizminden olabilir. Yüzde 80’i iç pazardan olacak. İç pazardan yani SUT’tan ya da normal, özel sigorta ile gelen vatandaştan olacaksa, siz şimdi özel hastanelere onların yapacağı ameliyatları tek tek 3. Basamak hastaneleri dediğimiz kamu hastanelerine ya da üniversite hastanelerine verirseniz, bunları yapamaz hale getirirseniz, nasıl olacak bu sağlık turizmi, kiminle yapacağız? Özel hastanelerde sivilce mi patlatacağız?

Sivilce patlatmakta iyi para olmuyor mu?
Sivilce patlatmaktan iyi para almıyoruz ayrıca sadece sivilce patlatmak için de doktor bulunmuyor. Doktor nitelikli işler yapmak istiyor. Yani nitelikli işleri yapacak doktorunuz, cihazınız, binanız var, daha önce de yapıyor idiniz fakat sizin bunu yapmanız yasak. Yasak da değil, daha kurnazca bir şey var: Siz bunu yapabilirsiniz ama bu 30 bin liralık malzemenin parasını sizde yapılırsa SGK ödemiyor. Böyle bir şey olur mu?

Sizin zaten SGK ile anlaşmanız var. Buna göre hastanın tedavisinin belli bir miktarını SGK karşılıyor. Burada sorun nedir?
Diyelim Parkinson ya da Epilepside uygulanan beyin ameliyatları var. Beyin pilleri var. 20, 30, 40 bin TL. Dün uygularsanız bunları ödüyordum, bugün uygularsanız ödemiyorum. Bu malzemeyi üniversitede ödüyorum, siz işlemi yapabilirsiniz, sıkıntı yok. Nasıl olacak bu iş? Vatandaş size geldi, sizin SGK anlaşmanız var fakat sizde bu ameliyatı yaptırırsa cihazın parasını cebinden ödeyecek. Sizde bu ameliyatı yapmayacak. Peki sizde bu ameliyatı yapmadığı zaman Hollanda’dan, Bulgaristan’dan, Yunanistan’dan ya da Libya’dan, Irak’tan gelen hasta sizde bu ameliyatı yaptırabilecek mi? Çünkü bu ameliyatı sıklıkla yapmayan doktor, bunu yapma yeteneğini zaman içinde kaybedeceği için sizden ayrılacak. Siz doktor kaybedeceksiniz, böyle bir şey olmaz.

Böyle bir kararın altı boş değildir, bir sebebi olması lazım. Akşam yattım, sabah kalktım, bunu yaptım değil herhalde, bir sebebi var mutlaka…
Kesinlikle. Özel sektör bu işleri çok daha iyi otelcilik hizmeti vererek yapıyor. Yani vatandaşı çok daha düzgün ağırlıyor. Böyle de olması lazım, var olma sebebimiz bu zaten.

Vatandaşa otelcilik hizmetini çok güzel veriyorsunuz ama bunun da bir bedeli var. Bunu da vatandaştan alıyorsunuz, hepsini SGK karşılamıyor zaten…
Vatandaştan zorla almıyoruz. Neticede kamu da yapıyor bu işi, üniversiteler de, biz de yapıyoruz. Vatandaştan bu işi bilabedel yapmıyoruz, bunun için bir masrafımız varsa alıyoruz. Bazı hastaneler bunu almadan da bu ameliyatları yapıyor. O ayrı bir şey. Yasal sınırların içinde yapıyoruz bunu, yasal sınırların dışında yaptığımız bir şey yok. Ama bize bunun yasaklanmasının sebebi özel sektörün bunu yoğunlukla yapmaya başlaması. O zaman masanın, bilgisayarın başındaki arkadaşlar sisteme bakıp diyorlar ki, “a özel sektör bunu çok yapıyor, gereksiz yapılıyor olabilir” Peki, bu kamuda gereksiz yapılıyor olamaz mı? Burada da doktorların performansı var, kim denetliyor bunu? Yoksa kamunun hukuksuzluk yapması yasal da, özelin mi yasal değil? Bizim kamudan istediğimiz şey, sıkı bir denetimdir. O zaman deyin ki, “2-3 uzmanın imzası ile bu uygulanır”, “heyetle uygulanır” Kamuda olsun, özelde olsun.

Yani sizin sorununuz bu operasyonları fazla mı yapmanız?
Muhtemelen öyle.

Olur mu böyle bir şey, “ben yarın geleyim Reşat hoca, müsaitseniz beynime bir pil taktırayım” böyle bir hayat mı var yani?
Diyemezsiniz, bunun endikasyonu mutlaka olmalı. Tabi ki… O zaman sorun SGK’ya açıklasınlar sebebini…

Yayın açık, isteyen telefon açabilir.
Ben de bunun sebebini hem bir yatırımcı olarak, hem de bir vatandaş olarak merak ediyorum. Neden her SUT’ta özel hastanelerin hakları azaltılıyor? Neden her SUT’ta biz kötü bir sürprizle karşılaşıyoruz.

Çok para kazanıyorsunuz diye olabilir mi?
Bu memleketteyiz, keşke…

Bir hafta, 10 gün önce yine çok lüks bir hastanemizin yatırımı yapılmış, açılışı yapılmış… Bunlar herhalde bedava yapılmıyor. Bir yerden para geliyor da yapılıyor değil mi?
Sağlıktan kazanılan ile yapılmadığını söyleyeyim. Yani kredi ile ve geleceğe yatırımla yapıldığını düşünüyorum. Türkiye’deki bütün siyasetin AK Partiden, CHP’ye, MHP’ye kadar bir işletmenin para kazanmasından rahatsız olacağına inanmıyorum. Özel sağlık bugün artık 250-280 bin insanın istihdam edildiği bir alan… Tabi ki kar etmeden bunları yapamazlar, ayakta kalamazlar. Bizim yaptığımız iş şu anda çok büyük bir ihtiyacı gidermektir, sağlığa kalite katmaktır, üstelik kamunun üzerindeki yükleri alarak bunları yapıyoruz. Özel sağlık sektörü yaptığı işlerin yüzde 60’ını vatandaştan hiç bedel almadan, sadece SGK’nın ödediği fiyatlarla yapıyorlar. Diğer yüzde 40’lık alanda vatandaş önceden bilgilendirilmek sureti ile bir ödeme alınıyor. Yaptığımız tüm anketlerde de vatandaş kamu hastanelerinden ve üniversite hastanelerinden daha fazla bedel ödediği halde özel hastanelerden memnun.

Kamu size böyle bir misyon yükledi mi? Özel hastaneler kamu üzerindeki yükü alıyor, kamu sizden böyle bir şey istedi mi?
Asla böyle bir şey söylemedi.

Çünkü zaten kamu şehir hastaneleri açıyor, çok büyük ve çok yataklı şehir hastaneleri açıyor, değil mi?
O zaman şunu söyleyeyim. Kamu bunu söylemedi ama biz kamuya söylüyoruz. Herkes de gelsin tartışalım. Bizim sosyal güvenliğe maliyetimiz kamu hastanelerinin ve üniversitelerin yarısı kadar. Hasta başına SGK’ya maliyetimiz Kamu hastanelerinin yarısı kadar. Bunu herkesin önünde raporları açalım, -çok kısa zaten anlaşılması çok kolay- açıklayalım. Bu, kamuya bir destek, kamuya bir yardım değil mi? Ama vatandaş eli ile, ama yatırımlarla…

Kamu hastanelerinde daha pahalı bir sağlık hizmeti mi var, daha pahalıya mı mal ediliyor?
Kesinlikle daha pahalıya mal ediliyor.

Siz nasıl daha ucuza mal ediyorsunuz? Çok ciddi bir lüks otelcilik hizmeti veriyorsunuz? “Biz bu işi daha iyi biliyoruz” değil herhalde…
“Biz bu işi daha iyi biliyoruz” değil, biz maliyetlerimize çok dikkat ederiz, biz nitelikli personeli çok yoğun çalıştırmak zorundayız. Bizde bütün hesaplar çok kuruşludur ve zarar ettiğimizde bizim işletmelerimiz kapanır. Biz zarar ettiğimizde iflas ederiz. Bizim yıl sonunda bütçelerimizi tamamlayan bir Maliye Bakanlığımız yoktur. Biz hemen basiretsiz tacire dönüşürüz ve yok oluruz. O sebeple becerikli olmak zorundayız.

Peki sağlık turizmi son zamanlarda çok ciddi ilerliyor, ben çok algılayamıyorum, bana göre sürekli saç ektirenler geliyor gibi bana ama… Yanlışsa düzeltin. Avrupa’da sağlık hizmetinin çok pahalı olduğunu ve çok kuyruklar olduğunu biliyorum. Şimdi bu konuda bir merkez olabiliriz. O yolda da gidiyoruz. Siz özel hastaneler işin bu tarafını üstlenseniz de, diğer tüm sağlık tarafını devlet üstlense…
Tüm bunlara biz karar veremeyiz ama bize verilmiş bir söz var ve biz bu söz için odalarda ikna edildik. Aman sosyal güvenlikle anlaşma imzalayın, her yıl artan SUT fiyatları olacak, enflasyon oranında güncellenecek, ne olur sırtımızdaki bu yükü alın diye o zamanlar bize yalvarıldı. 2006 yılında… Yine aynı hükümet vardı. Hakikaten çok ciddi olarak ikna edildi. Çünkü korktuk, rahatsız olduk, bu fiyatlar artmazsa n’olur? Çünkü kamu ile iş yapmak öyle kolay değildir. Dediler ki “hiç sorun yok, bu anlaşmayı imzalayalım çok güzel olacak, her şey süper olacak” Her şey de gerçekten 2-3 yıl kadar, fiyatlar artmasa bile söz verildiği gibi oldu. Sonra özel sektör aleyhine bir sürü olumsuz gelişmeler oldu. Sonra 12 yıldır hiç artmayan, hiç güncellenmeyen bir SUT fiyatı ile karşı karşıya kaldık. Duvara çarptık. Yani adı planlama olan, daha doğrusu bir planlama da değil, bir taraf durduruldu, bir taraf durdurulmadı, bazı yerlere yatırım yapıldı, bazı yerlere yapılmadı. Böyle garabet bir iş oldu. Geldiğimiz noktada sektör çok ciddi olarak sıkıntıda ve bunun referandumdan sonra tekrar bir ortaya yatırılıp düzeltilmesi gerekir. Böyle bizim açımızdan da devam etmesine imkan yok.

Bu noktada bir virgül koyayım, sokaktaki vatandaş, biz verilen sağlık hizmetinden memnun muyuz? Memnunuz. Sağlık Bakanlığının yapmış olduğu araştırmalar sağlıktan çok memnun olduğumuzu gösteriyor. Vatandaş memnun olduğu için kamu da memnun bu işten anladığım kadarı ile… Bir siz varsınız herhalde memnun olmayan değil mi? Benimkisi doğru bir tespit mi?
Doğru bir tespit değil. Üniversiteler memnun değil. Üniversitelerin tamamı batık, hepsi borçlu… Eğer borçlarını ödeyemezlerse tıbbi malzeme de alamayacaklar. Şu anda tıbbi malzeme ödemelerini bir yıldan önce yapamıyorlar. Bütün üniversite hastaneleri için söylüyorum. Yani kamunun bütün üniversite hastaneleri batık… Bu çok kütü bir şey, hepsinin basiretsiz olmasına imkan yok. Demek ki burada SUT fiyatları üniversite hastaneleri için de az. Sağlık Bakanlığı hastanelerine gelince doğrudur, Sağlık Bakanlığı hastaneleri bundan çok rahatsız ama kendi siyasetine çok rahatsız olduğunu nasıl söylesin? Yani aldıkları para onlara da yetmiyor. Yoksa sıkıntıları çok büyük… Hele hele şehir hastaneleri ile beraber sıkıntıları çok daha büyüyecek. Çünkü kalitenin dünyanın her yerinde bir maliyeti vardır. Yani siz şehir hastanelerinde tek kişilik özel odalar yapmışsınız, çok güzel şehir hastaneleri… Odaların genişlikleri, her şey çok mükemmel, teknolojileri mükemmel… Şimdi buna 42-43 lira ödüyor Sosyal Güvenlik… 42 liraya bunu mal edebilecekler mi?

Oraya döneceğim, şimdi işin öbür tarafındayım. 12 yıldır artmayan bir SUT var diyorsunuz…
Azalan hatta…

Bir taraftan bakıyorum, A+ dedikleri, biraz daha üst seviyedeki bazı özel hastanelerin SGK ile hiçbir anlaşması yok. 3-5 tane böyle özel hastane var. Hiçbir zaman da bu işe angaje olmuyorlar. Siz de birer ticarethanesiniz, yatırım yapmışsınız. 12 yıldır artmayan bir SUT varsa, deyin ki SGK’ya “ben bu aramızdaki anlaşmayı feshettim arkadaş, aramızda SGK ile anlaşması olmayan hastaneler var ve gayet de iyi iş yapıyorlar, ben bu anlaşmayı iptal ettim” Sorun nedir?
Bunun için bizim son noktaya gelmediğimiz takdirde…

12 yıldır bir türlü gelememişsiniz siz de, demek ki bu iş bu kadar da kötü bir tablo değil?
Şu anda 120 tane hastane kapanmış durumda. Özellikle söyleyeyim. Bütün hastanelerin bilançosunu size açmam mümkün. O anlaşma yapmayan hastanelerin de bilançolarına bakın. Kaç tane hastane 2016 yılında kar açıklamış. Maliyede var. Beni yalanlasınlar. “Türkiye’de 560 tane özel hastane var, başkanları yalan söylüyor, bu hastanelerin 2016 yılında 80 tanesi, 100 tanesi, 400 tanesi kar etmiş, şu kadar kar etmiş…” desinler, bir bakalım. 2016 karımızı açıklasınlar… Bu fiyatlarla gerçekten mümkün değil. Seçimden sonra ya inşallah Sayın Cumhurbaşkanımızla, Sayın Başkanımızla görüşeceğiz, derdimizi anlatacağız. Özel sektörün varlık sebebi Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Sayın Recep Akdağ’ın da işi sahiplenmesi ile beraber SGK’nın anlaşma yapması, sağlığın tek çatı altında kamu hastaneleri olarak birleştirilmesi ve SGK’nın kurulması ile beraber bugünkü düzenin oluşturulmasıdır. Bunu düzeltirse artık birçok konuda düzelttiği gibi Sayın Cumhurbaşkanı düzeltir. Biz Sayın Cumhurbaşkanımıza gidip, derdimizi izah edip, bu problemimize çözüm bulmadığımız takdirde böyle bir eyleme, böyle bir söyleme kalkarsak bu, vatandaşın sağlığı ile siyaseti tehdit etmek olur. Bu bir dernek başkanlığında, bir hastane sahibinin de, bir doktorun da asla yapmaması gereken bir şeydir. Ama olmadığı takdirde doğrudur, biz bu SUT fiyatları ile sürekli zarar ediyorsak bu işi sürdürmememiz lazım. Sosyal güvenlik anlaşmasını iptal ettiğimizde hepten başka bir noktaya gidiyoruz. 560 tane hastane değil Türkiye’de 100-120 tane hastane ayakta kalabilir. O yeni bir düzendir. Onu da tartışmamız gerekir.
Belki de böyle olacak ama siyasetin istediği bu değil. Sayın Cumhurbaşkanın ve siyasetin istediği bu değil, CHP’nin de MHP’nin de istediği bu değil. Bizim bu sektörde kalmamızla vatandaşın memnuniyeti çok farklı. Bizim olmadığımız bir durumda mumla aranırız ve o uçaklar tekrar Amerika’ya ve Avrupa’ya hasta taşır. Bunu siz de biliyorsunuz, vatandaş da biliyor ama bir türlü bizim ölebileceğimize inanmıyorlar. Mesele o.

Sizin söylediğiniz gibi siyasetçilerin bu kadar sizlere ihtiyacı olsa şehir hastanelerini yapmazlar. Şehir hastaneleri yapılıyor. Şimdi İstanbul’da da birkaç tane yapılır. Bunlar sizin verdiğiniz hizmetin aynısını verecek. Özel odalar, özel bakım, özel şeyler… Diyorsunuz ki o maliyeti nasıl kurtaracak, sonuçta bir şekilde kurtaracak. Bu kadar özel hastane boşa yapılmıyor ya… Şehir hastaneleri ekonomik mi?
Şu anda açılan hastanelerin ekonomik çalışıp çalışmadığını zaman gösterecek. 6 ay-1 sene sonra anlarız. Mutlaka siyaset buna bir tedbir alır. Siyasetin ya da devletin vatandaşı için sağlık yatırımı yapması bizim lehimize ya da aleyhimize bile olsa bizim eleştirebileceğimiz bir şey değildir. Ekonomik olup olmaması bir vatandaş olarak eleştireceğimiz bir şeydir. Ama ben maliyetlerin ciddi olarak artacağına inanıyorum. Bunu bir eleştiri olarak söylemiyorum. Herhalde bu maliyetler karşılanacaktır. Ayrıca tabi ki biz ihtiyaç olmadığımız yerde bu yatırımı yapmayız. İlla sağlıkçı olmak gibi motivasyonumuz yok bizim. Hekimlik mesleğini yapıyorsak kendi hastanemizde, kamu ya da üniversite hastanesinde ya da yurt dışında yapabiliriz. Bu ayrı bir şey ama illa parayı sağlığa yatırmak gibi bir gayretimiz ya da bir inadımız yok. Bunun için devletin bizi desteklediğine ve destekleyeceğine inanıyoruz. Özellikle yaşlanan Türkiye’de bize çok daha fazla ihtiyacın olacağına da inanıyoruz. Biz tek başına kamu eli ile bu hizmetin verilemeyeceğini düşünüyoruz çünkü dünyada bunun hiçbir örneği yok. Tek başına kamunun bütün sağlığı sırtladığı ve vatandaşın memnun olduğu bir sistem yok. Bugünkü vatandaşın sağlık hizmetlerinde memnuniyetinin nedeni kamu hastanelerinde olduğu kadar, ki daha fazlası kadar özel hastanelerin bu işi sırtlanmasıdır. Bunu nitelikli işlerde özel hastanelerin tek başına, yükün yüzde 53’ünü kaldırmış olmasından herkesin anlaması gerekiyor.

Özel hastanelerde bir inandırıcılık problemi var. Yayın başladığından beri sosyal medya aracılığı ile söylenenlerden biri şu: “Hiçbir özel hastane SUT fiyatlarını uygulamıyor, kat kat üstü fiyat alıyor”
Peki organ naklinde bu arkadaşlar gidip para mı vermiş, yoğun bakımda gidip para mı vermiş.

Bir diğeri: “İlk önce A,B,C sınıfı yüzde 30 ile başladı, şimdi yüzde 200’e çıktı. Üzerine hastane bedeli alıyorlar”, böyle böyle gidiyor. Böyle bir problem var ortada, bu SUT dediğiniz, tahlile 1 lira falan paralarını ya anlatamıyorsunuz ya da vatandaş böyle bir şeyle karşılaşmıyor.
Bunun sebebi ne: Hiç organ nakline gidip de para veren ya da memnun kalmayan var mı? Hiç size geldi mi şikayet ya da yoğun bakımlarda fahiş bir bedelden ya da acillerde çok para alınıyor diyen var mı? Kanserde, şurada, burada niye yok? Çünkü yasak olan alanlar var. Size hiç fizik tedaviden şikayet geldi mi? Gözden şikayet geldi mi? Nereden şikayet geliyor? Orada bunu yasaklarsanız, öbür tarafı da hiç artırmazsanız bu sefer kuralsızlık, kayıt dışılık başlıyor. Haklı vatandaş. Yüzde 200’e de, yüzde 300’e de uyamıyorsunuz. 1 liralık idrar tahlilinden yüzde 200 alıp 2 lira alsanız, 3 lira alsanız ne olur? Ya da 4 liralık kolesterolden 6 lira alsanız ne olur?

Birisi diyor ki: “Bir doğum için farklı iki özel hastane farklı fiyatlar veriyor” Doğum da SGK’nın karşıladığı bir şey mi?
Doğumun bir kısmını SGK karşılıyor. Bu fark almanın yasak olduğu bir kalem değil. Vatandaşın yeni doğanda bir problem var mı? Yok

Küvöz ile ilgili sorun varmış.
Tabi vardır şikayeti, küvöz bulamıyordur. Özel hastaneler artık küvözden de zarar etmeye başladığı için küvöz bulamıyordur ya da özel sektör doktor bulamadığı için kalite problemi vardır. Doğru… ya da kamu hastanelerinde yetişemediği için, yataklar şiştiği için…

Nereden çıkıyor bu yüzde 200 fark ödüyoruz kısmı, farklı bir alandan mı çıkıyor?
Vatandaştan kurala uysanız da uymasanız da İstanbul’da yüzde 200 alabildiğimiz alanlarda bile alabildiğimiz fark yüzde 113. Bir sürü alanlarda rekabetten dolayı alamıyorsunuz, bir sürü alanlarda vatandaşın kaynağı yok, parası yok. Tabi ki alabilen birkaç tane üst sınıf hastaneyi ya da çok büyük hastaneyi kastediyor vatandaş ama İstanbul’da 160 tane özel hastane var. Hemen hemen 80-90 tanesi doğru dürüst fark almadan, sadece 15-18 lira fark alarak hizmet veriyor. Vatandaştan para almak yasak ya da ayıp değil. Bu vatandaşı para ödemek incitiyor. Özel hastaneye gelen vatandaştan devlet 18 lira para alıyor. Muayene olurken 15 lira SGK’ya para ödüyor, 3 lira da eczanede ödüyor. Vatandaş bundan rahatsız değil mi?

Ben bir vatandaş olarak özel hastaneye geldiğimde ve muayene olduğumda benden aldığınız paranın 18 lirasını SGK’ya mı aktarıyorsunuz?
Aynen öyle.

Niye aktarıyorsunuz, zaten SGK’nın size aktarması gerekmiyor mu? Niye terse döndü?
Oradan, özel hastaneyi kullanım bedeli olarak SGK’ya bir para aktarıyoruz.

Kamuda…
Kamuda da aktarılıyor ama 8 lira… Niye vatandaş özel hastanelerden devlet hastanelerindeki o yoğunluğa gönderiliyor. Bir tarafta global bütçe ile iş gördürüyor SGK, kamu hastanelerine ne kadar girerse gitsin o yıl içinde aynı bedeli ödüyor, bir dahaki yıl o bedel artıyor. Ama özel hastanelere ne kadar çok hasta giderse o kadar çok bedel ödemek zorunda kalıyor. O zaman da özel hastanelere gidecek hastalara daha fazla katılım bedeli koyuyor. Böylece vatandaş 18 lira vermek yerine 8 liraya işini gördüreceği kamu hastanelerine yönlendiriliyor. Aradaki 10 liralık fark önemli bir maliyet oluşturuyor vatandaş için… Böyle birkaç tane doktora gideceksen…

Şunu anlıyorum: Sizin SGK ile olan anlaşmalarınızda, her branşta anlaşma yok değil mi? Özel hastanelerin her branşta SGK ile anlaşması yok.
Tüm branşlarda var. Parsiyel anlaşma yapabilen işte o A grubu, A+ dediğiniz hastaneler var 5-6 branşta anlaşma yapıyor. Onun dışında Türkiye’deki 560-570 arasındaki hastanenin 30’u hariç diğerlerinin tamamı ful anlaşmalı. Bütün bölümleri ile anlaşmalı. Seçme şansınız da yok. O beş branşın dışında… Ya 5 branşı seçersiniz ve diğerlerini seçmezsiniz ya da tümünü seçersiniz. Öyle tek tek seçme hakkınız, şansınız yok. Teknik olarak doğru da buluyoruz. Çünkü vatandaş ne bilecek hangisi ile anlaşmalısınız, hangisinde değilsiniz. Orada vatandaş mağduriyeti daha fazla olur.