ÖZEL SAĞLIKTA BÜYÜK DEVRİM
Eğitimde, teknolojide, sporda büyük bir değişime imza atan Türkiye sağlıkta da süper lige çıktı. Devlet kuramlarının yanı sıra özel sağlık kuruluşları da sağlıktaki dönüşümün bir parçası oldu. 2002 yılında 4 bin olan özel hastane yatak kapasitesi şimdilerde 55 bine dayandı.
Muazzam bir altyapı var
Sağlık hizmetine ulaşılabilirlik açısından da özel hastanelerin önemli bir payı var. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, özel hastanelerde 28 hiperbarik oksijen tedavi merkezi, 170 erişkin, pediatrik KVC merkezi, 48 kemik iliği transplantasyon merkezi, 15 robotik cerrahi merkezi, 122 üremeye yardımcı tedavi merkezi var. Özel hastaneler yüksek teknolojik cihaz kapasitesiyle de dikkat çekiyor. Buna göre, özel hastanelerde 485 MR cihazı. 539 BT, 74 LINAC, 55 PET CT, 4 tomoterapi, 8 brakiterapi, 4 Cyberknife bulunuyor. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, ülkemizdeki özel hastanelerde 10 bin 32 erişkin, 188 çocuk, 7 bin 274 yenidoğan olmak üzere 17 bin 494 yoğun bakım yatak kapasitesi var.
Sağlık sistemindeki devrim niteliğinde atılımlar, özel sağlık sistemini de olumlu etkiledi. Yatak kapasitesinden, sağlığa erişim imkânlarıyla dikkat çeken özel hastaneler, 40 bine yakın doktor kapasitesiyle sağlık sisteminde önemli bir yer edindi. 2005’te hayata geçirilen ve özel hastanelerle her türlü anlaşmanın yapılmasına imkân sağlayan Sosyal Güvenlik Reformu’yla sağlık alanında büyük yol kat edildi.
DEĞİŞİM 2005’TE BAŞLADI
Sağlık sisteminin Türkiye ve dünyada en büyük metamorfozu yaşayan alan olduğunu belirten Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) Başkanı Dr. Reşat Bahat, “İlaçtan tıbbi cihaza, sarf malzemelerden şehir hastanelerine, kamu ve özel hastanelerle birlikte, sağlık gerçekten çok önemli bir sektör. Özellikle 2005 yılından bu yana ciddi bir değişim yaşandı” dedi.
TEK ÇATI ALTINDA BİRLEŞTİ
2002-2005 yılları arasında değişim için hazırlık yapıldığını ifade eden Bahat, “Daha önce Türkiye’de 200’den az hastane bulunuyordu, 3 bin 500-4 bin civarında yatak kapasitesi vardı. Çalışan doktor sayısı da 7-8 binin altındaydı. 2002 yılında kamudaki uzman hekimlerin yüzde 80’inden fazlasının muayenehanesi vardı. Yani part-time çalışıyorlardı. Hekim istihdamının büyük bölümü özel sektör gibi görünen muayenehanelerdeydi. 2005’ten sonra Sosyal Güvenlik Reformu’yla birlikte özel hastanelerle her alanda anlaşma yapılacağı ifade edildi. Ayrıca devletin tüm kamu hastanelerinin tek çatı altında birleştirileceği reformu geldikten sonra sektörde çok ciddi bir yatırım oldu. Öyle hızlı bir ilerleme yaşandı ki, bugün ülkemizde 567 özel hastane var. Bu hastanelerde 35 bini uzman olmak üzere 40 bin doktor çalışırken, yatak kapasitesi ise 55 bin civarında” diye konuştu.
MEMNUNİYET BÜYÜMEYİ TETİKLEDİ
Ülkemizdeki özel hastanelerin Avrupa ülkeleri ve ABD’den farklı bir sağlık hizmeti sunduğuna işaret eden Bahat, “Türkiye’deki özel hastanelerde kalp naklinden çocuk kemik iliği nakline kadar tüm tıbbi işlemler çok nitelikli bir biçimde yapılabiliyor. Vatandaşın özel hastanelerden memnuniyeti arttıkça sektörde de büyüme yaşandı” ifadelerini kullandı. Bahat, özel hastanelerin bir kısmının üniversiteyle endüstriyel iş birliği yaptığını da kaydederek, bu iş birliği çerçevesinde tıp eğitimi ve araştırmalara da katkı verildiğini söyledi.
YÜZDE 30 ÖZEL SEKTÖR
Vatandaşın özel hastanelerden duyduğu memnuniyete işaret eden Bahat, “Bu durum kısa süre içinde sosyal güvenliğe sunulan hizmetin yüzde 30 kadarının özel sağlık sektörü tarafından yapmasını sağladı. Tam Gün Yasası çıkmadan önce bile muayenehaneleşme yüzde 17’ye inmişti. Yani vatandaş kayıt içi olan özel hastaneleregitmeyi, tahlillerini yaptırmayı, bir SGK disiplini altında sağlık hizmeti almayı daha ekonomik bularak benimsemişti. Bu önemli bir adımdı, özel eczanelerden ilaçların da alınmasıyla birlikte müthiş bir yenilik oldu. Her ne kadar biz, fiyatların hakikaten çok cüzi olduğunu eleştirsek de bu 17 yıllık hikâyede SGK ödemeleri saat dakikliğinde ödedi. Bu da bizim nakit döngümüze ciddi katkı sağladı” dedi.
SAĞLIK TURİZMİ OLUŞTU
Özel hastanelerin otelcilik ve teknolojideki gelişmesinin kamu hastanelerine de yaradığını anlatan Bahat, “Kamu hastanelerinin de bu yarışta olmasını siyaseten sağladı. Cumhurbaşkanımız özel hastanelerde otel konforunda hizmet, güler yüzlü yaklaşımdan vatandaşın memnun olduğunu görerek, kamu hastanelerinin de yenilenmesi talimatını verdi. Türkiye’deki kamu hastanelerinin hemen hemen yüzde 90’a yakını nitelikli yatak, teknoloji ve bina açısından yenilendi. Ve tabii ki en son Şehir Hastaneleri oluştu. Fakat kamu hastanelerinin aşırı yenilenmesi ve sosyal güvenliğin ödediği fiyatlarda güncelleme yapmaması durumunda bir sıkıntıyla karşılaştık. Bizim yataklarımız dolmamaya başladı. Biz de bu durumda yabancı hasta getirmek için sağlık turizmi alanında girişimlerde bulunduk. Aslında bu sıkışmışlığın bize katkısı oldu. Türkiye uzun süre gayri safi milli hasılasının yüzde 4-4,5 kadarını sağlığa harcayarak, dünyada en fazla memnuniyet sağlayan ülkelerden oldu. Bu aslında mucize bir durumdu. Burada hem doktorların hem sağlık çalışanlarının hem de sağlık yatırımcılarının tabii ki ciddi fedakârlığı var” ifadelerini kullandı.
DÜNYAYA MODEL OLDU
Türkiye’deki bu modelin dünyanın çok dikkatini çektiğine işaret eden Bahat, “Ülkemizden bu model konusunda destek istendi. Buna kamu da destek vermeye çalışıyor. Dost ülkelere, dünyaya bu modeli örnek vermeye çalışıyor” dedi. Özel hastaneler, yüksek teknoloji, donanımlı hekim ve sağlık çalışanlarıyla 4 milyar doların üzerinde sağlık turizmi sağlamış olacak ülkemize. İnşallah Cumhurbaşkanımızın bize verdiği 20 milyar dolar hedefine de, önümüzdeki 10 yıl içinde kolaylıkla ulaşılacak gibi gözüküyor. ” ifadelerini kullandı. Bahat, SGK ile özel hastaneler arasında yapılan anlaşmalardan 25’e yakın hastanenin yararlanamadığını bu sorunun da en kısa sürede çözülmesini ümit ettiklerini de sözlerine ekledi.